UKOME'nin aldığı karar servisçileri kızdırmış, bir eylem kararı almışlardı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü Edirnekapı binası önünde saat 10.30 başlayan basın toplantısına İSAROD, İSTAB, Motorize Esnaf Odaları ve çok sayıda servisçi katıldı.
Açıklama da "Önümüzdeki günlerde İSTAB , İSAROD ve diğer sektör temsilcileriyle bir araya gelerek 25 Marttan itibaren kontak kapama kararını uygulamaya geçireceğiz. Bu süreç devam ederken hukuki yolları da kurumlar olarak da bireyler olarak da devreye sokacağız. Bunun yanında büyük salon toplantılarına da hazırlıklarımız devam ediyor. Ayrıca kontak kapattıktan sonra Büyükşehir Belediyesi önünde oturma eylemi yaparak hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Servisçi esnafı yıllarca bu hizmeti yürütmekte olup bugüne kadar İstanbul’luya zerre kadar sıkıntı çıkartmamıştır."denildi.
Günler öncesinden yapılan duyurulara , duyarlı davranan servisçiler, İstanbul trafiğinin olumsuz etkilenmemesi için araçsız katılım gerçekleşti.
Sabah saatlerinde ise, ünlü radyocu Nihat Sırdar, dinleyicilerini uyararak Edirnekapı yönünde kontak kapatma eylemi olduğunu ve dikkatli olunması gerektiğini duyurdu.
Dün gece İSROD yönetim kurulu üyesi Günhan Sınar'ın twitter'dan yaptığı etiket çalışmasının başlığı ise " Servisçi Kontak Kapatıyor" du. Etiket uzun süre twitter Türkiye listesinde kaldı.
Ama şu bi gerçek ki hem İSROD hem de İSTAB'ın birlikte hareket etmesi işin ciddiyetini gösterdiği gibi, tahditten vazgeçmeyeceklerinin de göstergesidir.
İSAROD, İSTAB, Motorize Esnaf Odalarının yaptıkları basın açıklaması ise şöyle;
Yaklaşık 14 aydır mücadelesini verdiğimiz ve 9 ay önce Sn. Cumhurbaşkanı’mızdan sözünü ve İBB Başkanı Sn. Kadir Topbaştan teyidi aldığımız plaka tahdidi çalışmasının son geldiği noktayı anlatmak, itiraz ettiğimizi belirtmek ve sesimizi duyurmak için burada bulunmaktayız.
Öncelikle basın mensuplarına seslenmek istiyorum.
İstanbul’da öğrenci personel ve diğer servis hizmetlerini yapan servisçi esnafının sokağa çıkması özel bir hak talebi değildir. Türkiye’nin 31 ilinde uygulanan var olan bir hakkın İstanbul’da da uygulanması talebidir. Tam 9 ay boyunca İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ulaşım ile ilgili tüm birim yetkileriyle konuşulan Türkiye’de uygulanan plaka tahdidi sisteminin İstanbul’da uygulanması talebidir
Konuştuğumuz tüm yetkililer plaka konusunda hiç bir sıkıntı olmadığını 3-4 ufak sıkıntının dışında çalışmanın neredeyse tamamlandığını bizlere duyurdular. 11 Şubat 2016 tarihinde yapılan Ukome toplantısında Ukome yetkililerin almış olduğu kararın ne Türkiye’de bir örneği nede ulaşım sektöründe uygulanabilirliği yoktur.
Hal böyle iken buda yetmezmiş gibi bir takım hukuki terimler bir takım karar numaraları vererek komisyon üyeleri de yanıltılmıştır. Sanılmasın ki, bu yazılan karar numaraları bulunup incelenmedi. Hepsinin ne kadar yanlış ne kadar gerçekten uzak olduğunu tespit ettik. Bu yönergeyi yazdıranlar da hukuk önünde hesap verecektir.
50 bin servisçi esnafının ne kadar hakkını yemek suçsa yedirmekte o kadar suçtur. Biz sorumluluğumuzu biliyoruz ve gereğini yerine getireceğiz. Yalan yanlış yönerge yazanlarda hesabını verecek. Yazılan kararı okumadan imza atanlar da hesabını verecek. 3 -5 tane bürokratın esnafın ekmeğiyle oynamasına müsaade etmedik müsaade etmeyeceğiz. Oturdukları masalardan sokaktaki esnafın halini bilmeyenler aldıkları kararın altında ezilecektir.
Sektör temsilcilerinin İBB Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü ile yapmış olduğu alt komisyon toplantılarında görüşülen ve teklif edilen hiçbir maddeyi bu yönergeye koymayarak ne kadar esnaf aleyhine çalıştıklarını ’da açıkça göstermişlerdir.
Hazırlanan kararda plaka tahdidinin dezavantajlarından bahsederken diğer illerde bu uygulamaları yapanlar ne kadar hukuk tanımaz olduklarını mı bizlere anlatmaya çalışıyorlar?
Oysaki ;
Umum Servis Araçlarına tahdit getirilmesine karşı çıkan kişi ve kurumlar hep bu rapordaki içeriği ileri sürmüşlerdir. Hatta bu rapor Ankara ilinin tahdit kararının iptali için açılan davada delil olarak ileri sürülmüştür. Ankara İl Trafik Komisyonunun tahdit kararının yargıya iptali istemiyle intikalinden sonraki hukuki süreçte Danıştay 8. Dairesi 2000/1086 sayılı karar ile tahditle ilgili olarak; “Bu alanda çalışan umum servis araçlarının denetim altına alınabilmesi, taşıma hizmetlerinin daha düzenli ve güvenli bir duruma getirilmesi, korsan taşımacılığın önlenmesi ve fiilen çalışmakta olan şoför esnafının haklarının korunması amacıyla umum servis araçlarının tahdit kapsamına alınmasında kamu yararına ve hukuka aykırılık “bulunmamaktadır” denmiştir.
Peki, bu servisçiler ne yaptı? Ne istiyor? Vatana mı asi oldu? Millete mi hainlik yaptı?
Elbette biz servisçiler işimizi yaparken daha kaliteli, daha katı yaptırımları olan maddelerle hizmetimizi yürütmek istiyoruz. Ne esnafa, ne vatandaşa ,nede İstanbul’a zerre kadar faydası olmayan Ukome yönetmenliğine de aykırı olan bu yönergeyi tanımıyor ve uygulamayı da düşünmüyoruz.
86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu kararı amaç bölümünde; fiilen çalışmakta olan şoför esnafının haklarının korunması amaçlanmıştır. Bakanlar Kurulu kararındaki amaç ve uygulamaları rant ve karaborsacılık olarak açıklamayı uygun bulmuyoruz.
Personel Servis hizmetleri serbest piyasa şartları çerçevesinde ihale yoluyla yapılmaktadır Okulların öğrenci taşıma ücretleri UKOME tarafından belirlenmektedir. Model konusunda ise şartları işverenler ihale şartnamesinde belirtmekte olup şimdiki uygulamada esnaf yüksek model araç alabilmek için elinden geleni nasıl yapmakta ise o zamanda yapacaktır. Hâlbuki bugün ki şartlarda araç yenilemek çok zordur oysa plaka tahdidi getirildiğinde esnafın araç yenilemesi ve kredi kullanma imkânları oluşmuş olacaktır.
Araç sayısını artırmak her zaman mümkün olup böyle bir şeyin oluşması ihtimali hiç yoktur. İhtiyaç olması halinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ‘nin 23/12/2014 tarihli UKOME tarihli kararında 74.000+KDV’den 200 araçlık ihale yapıldığı, yine Ankara Büyükşehir Belediyesinin 02/04.2015 tarihinde 464.000 +KDV’den 400 araçlık ihale yapıldığı bilinmektedir.
Hal böyleyken İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN BÜROKRATLARI DİGER İLLERDE UYGULANAN TAHDİTKARARINI UYGULAMAYARAK BELEDİYEMİZİ CİDDİ MANADA EKONOMİK OLARAK ZARARA UGRATMAKTADIR.
Bunun haricinde fiyatlarda dengesiz artışlar olacağını, vatandaşların mağdur olacağını iddia edenler; bugüne kadar halk otobüsü işletmecileri, İETT otobüslerinden farklı bir taşıma ücreti talep ettiler mi? Aylarca zam alamayan minibüsçü esnafı belediyenin tarifesi dışında kaç kez farklı bir fiyat uyguladı?
Taksimetre zammından sonra hangi taksici esnafı taksimetre ayarını yaptırırken, Belediyenin açıkladığı tarifeye uymayıp farklı bir tarife uyguladı?
Değerli meslektaşlarım, bundan böyle servisçi esnafının sıkıntılarını paylaşmak dertlerimize çözüm üretmek üzere bugüne kadar olduğu gibi tekrar bir araya geleceğiz. Bugün hakkımızda karar verenler aldıkları karardan geri adım atana kadar hiç bir şekilde yapılacak olan eylemlerden geri durmayacağız.
Gelinen bu süreçte, servisçi esnafına yapılan bu yanlış zaten kazancı sıfıra düşmüş olan esnafı oldukça sıkıntıya sokmuştur. Belediye ile görüşmeler sırasında esnafımızın taşkınlık yapmasına sebep verecek hiç bir eylemde bulunmadık. Sabırla İBB’nin alacağı kararı takıp ettik.
Son güne kadar bekledik. Sürece zarar vermesin diye çoğu zaman esnaf arkadaşlarımızla karşı karşıya geldik. Gelinen süreçte konuşarak, yazışarak çözülmeyen meseleyi kamuoyuyla paylaşmaya karar verdik. Sektörümüzün bugünkü hali, Sn. Cumhurbaşkanımızın bizlere söz verdiği 25 Mayıs gününden çok çok geriye gitmiştir.
Tek amacı Büyükşehir Belediyesine ek kazanç getirmek olan bu karar ve yönergenin esnaf ve vatandaşa zerre kadar faydası yoktur.
Bahse konu kararın yürürlükten kaldırılmaması durumunda, artık İstanbul halkına taşıma hizmeti verme koşullarının ortadan kalktığını ciddi bir şekilde düşünmekteyiz. Önümüzdeki günlerde İSTAB , İSAROD ve diğer sektör temsilcileriyle bir araya gelerek 25 Marttan itibaren kontak kapama kararını uygulamaya geçireceğiz. Bu süreç devam ederken hukuki yolları da kurumlar olarak da bireyler olarak da devreye sokacağız. Bunun yanında büyük salon toplantılarına da hazırlıklarımız devam ediyor. Ayrıca kontak kapattıktan sonra Büyükşehir Belediyesi önünde oturma eylemi yaparak hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Servisçi esnafı yıllarca bu hizmeti yürütmekte olup bugüne kadar İstanbul’luya zerre kadar sıkıntı çıkartmamıştır.
Bu haykırışımız ne ilk ne son olacaktır. Ne Cumhurbaşkanımızın verdiği sözü yerde bıraktıracak. Nede cefakar servisçi esnafının hakkını 3-5 bürokrata yedeireceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle buraya katılan tüm sektör temsilcilerine oda başkanlarımıza ve cefakâr servisçi meslektaşlarıma ve de siz değerli basın mensuplarına teşekkür ediyoruz.
Tek amacı Büyükşehir Belediyesine ek kazanç getirmek olan bu karar ve yönergenin esnaf ve vatandaşa zerre kadar faydası yoktur.
Verdiğimiz rahatsızlıklardan dolayı İstanbul halkından şimdiden özür diliyoruz.