I- TANIM
Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir.
II- TOPLU TAŞIMADA CAN SİGORTALARININ ÖNEMİ
Ülkemizde uzun yıllar önce, demiryollarının geliştirilmesi bir yana bırakılarak, karayolu taşımacılığına ağırlık verilmesi sonucu, şehirlerarası yolcu ve yük taşımacılığı yaygınlaşmış, özel otomobil sayısındaki olağanüstü artışla birlikte yetersiz ve elverişsiz yollarda can kayıpları alabildiğine artmış; trafik kazalarında ülkemiz dünya genelinde ön sıralarda yer alır olmuştur. Özellikle otobüs kazalarındaki toplu ölümler, yasal düzenlemelerdeki gecikmeyi yönetimlere ve yasa koyucuya anımsatmış ve önlem alma gereğini duyurmuştur.
Önceleri kazalara karşı, yalnızca Karayolları Trafik Kanunu’nun ilgili maddelerine göre yapılması zorunlu tek bir sigorta türü (Mali Sorumluluk-Trafik Sigortası) varken, şehirlerarası yolcu taşıyan otobüs işletmecilerine “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası“ yaptırma yükümlülüğü getirilmiş; 2003 yılında yürürlüğe konulan Karayolu Taşıma Kanunu’yla da “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası” adıyla yeni bir sigorta türü de eklenerek yolcular için sigorta sayısı üçe çıkarılmıştır.
Otobüs işletmecilerinin yaptırmak zorunda oldukları bu üç sigorta türünden ikisi, Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası ile Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, birer “sorumluluk sigortası” türü olup, bununla sigortacı, sigorta ettiren (araç sahibi-işleten) yararına onun hukuki sorumluluğunu belli bir miktarla sınırlı olarak üzerine almaktadır. Sorumluluk sigortaları bir başka yönden “zarar sigortası” türü olup, üçüncü kişiler bir zarara uğradıklarında sigortacının ödeyeceği tazminat, sigorta poliçesinde yazılı olan tutarın tamamı değil, ölümlerde destekten yoksun kalanların hesaplanacak olan maddi zararlarının; bedensel zararlarda sakatlık oranlarına, işgöremezlik sürelerine ve kazanç kayıplarına göre hesaplanacak maddi zararların kusura karşılık olan tutarlarıdır. Başka bir deyişle, mali sorumluluk sigortalarında, zarar gören kişilerin malvarlıklarındaki eksilme giderilmeye çalışılmaktadır. Bunlara kısaca “mal sigortaları “da denilmektedir.
Buna karşılık Zorunlu Koltuk Sigortası, sigorta ettiren (otobüs işletenleri) yararına ve onun hukuki sorumluluğunu üstlenen bir sorumluluk ve zarar sigortası değil, ferdi kaza sigortaları arasında yer alan bir “can sigortası” türü olup, sigorta bedeli, hesaplanacak zarar tutarına göre değil, sigorta poliçesinde belirtilen miktar üzerinden ödenmektedir. Çünkü, kaza (can) sigortası, bir tutar (meblâğ) sigortasıdır. Tutar (meblâğ) sigortasında, kişilerin kazaya uğramaları durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta poliçesinde yer alan tutar, kazaya uğrayan kişiye veya yakınlarına eksiksiz ödenir. Başka bir deyişle, sigortacının ödeyeceği tutar, sigorta poliçesinde yazılı “sigorta bedeli”dir. Şöyle de diyebiliriz: Tutar (meblâğ) sigortasında amaç, belirli bir zararın (tazmini) giderilmesi değil, önceden poliçede belirlenmiş bir paranın ödenmesidir. Ancak, aşağıdaki bölümlerde açıklayacağımız üzere, ölümlerde poliçedeki tutarın tamamı haksahiplerine ödenir ise de, bedensel zararlarda sakatlık oranı ve zararın derecesine göre ödeme yapılır.
Zorunlu Koltuk Sigortasını, öteki sigortalardan ayıran önemli özelliklerden biri, taşımacı ile sürücü ve yardımcılarının “bir kusurları bulunmasa bile” zarar gören yolculara gereken ödemenin yapılmasıdır. Çünkü bu sigorta türünde, taşımacının sorumluluğu üstlenilmemekte, doğrudan yolcular ve görevliler için kazaya karşı bir güvence (teminat) sağlanmış bulunmaktadır.
Buna karşılık sorumluluk sigortalarında (Trafik Sigortasında ve Taşımacılık Sigortasında), sigortacı, sigorta ettirenin (taşımacının-işletenin) hukuki sorumluluğunu üstlenmiş bulunduğundan, sürücü kusursuz ise, sigortacı tazminat ödemez.
III-YASAL DÜZENLEMELER
1- Karayolu Taşıma Kanunu’ndan önceki dönem
İlk kez, 9.4.1987 gün 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 2. maddesi (d) bendi ve 10. maddesi (c) ve (d) bentleri ile 3.11.1989 gün 20331 sayılı RG. de yayınlanan 25.10.1989 gün 89/14684 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki kararı 1. ve 5. maddeleri gereğince 18.1.1990 gün 20406 RG de yayınlanan Karayolları Şehirlerarası Yolcu Taşımaları Hakkında Yönetmeliğin 33.maddesine göre “Otobüsle şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapmak üzere taşımacı yetki belgesi almış olan gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kuruluşları taşıyacakları yolcular ve taşımada görevlendirecekleri sürücüler ile yardımcıları için “Zorunlu Otobüs Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmak zorunda idiler. Yönetmeliğin 35.maddesinde de: “Sigortası bulunmayan otobüs işletmecisi, şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapamaz ve işletenin kiralık taşıtları dahil trafiğe çıkış izni verilmez” deniliyordu. Ayrıca, Karayoluyla Uluslararası Yolcu ve Eşya Taşımaları Hakkındaki Yönetmeliğin Ek:1 ve Ek:3’üncü maddelerine göre Otobüs Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma yükümlülüğü ve sigortasız araçlara trafiğe çıkış izni verilmeyeceği hükümleri yer almış idi.
2- Karayolu Taşıma Kanunu’ndan sonraki dönem
19.07.2003 tarihinde yürürlüğe konulan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 34’üncü maddesi gereği (önceki şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşıma yönetmelikleri birleştirilerek) daha ayrıntılı yeni bir Yönetmelik düzenlenmiş; 25.02.2004 gün 25384 sayılı RG.’de yayınlanarak yürürlüğe konulan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 63-68 maddelerinde ve bu yönetmeliğin yeniden düzenlenmesiyle 11.06.2009 gün 27255 sayılı RG.’de yayınlanarak öncekinin yerini alan Yönetmeliğin 47-50 maddelerinde Zorunlu Otobüs Koltuk Ferdi Kaza Sigortası “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” adını almıştır.
Karayolu Taşıma Kanunu’nun 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra yayınlanan ilk yönetmelik ile sonraki arasındaki sigortalar yönünden farkları görebilmek için ayrı ayrı gözden geçirelim:
a) 25.02.2004 gün 25384 sayılı RG.’de yayınlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin:
63’üncü maddesine göre: “Yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından varış noktasına kadar olan seyahat süresince meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı sorumlu” olup, 64.maddeye göre bu sorumluluklarını karşılamak üzere, 4925 sayılı Yasa’nın 18.maddesiyle yeni bir zorunlu sigorta türü olarak uygulamaya konulan "Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası"ndan ayrı olarak ve onun yanı sıra, daha önce yürürlükte olan ve bu kez adında küçük bir değişiklik yapılan “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmak zorundadırlar.
Yönetmeliğin 66.maddesine göre: "Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası" ve “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmayan yetki belgesi sahipleri yolcu taşımacılığı yapamaz ve bunların taşıt belgesinde kayıtlı taşıtlarının trafiğe çıkışına izin verilmez. Denetimler sırasında "Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası" ile “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” nın yapılmadığı ortaya çıkarsa, taşımanın başlamış olması halinde, taşımanın devamına ilgili denetim elemanlarınca en yakın yerleşim noktasına kadar izin verilir, bu yerleşim noktasında gerekli sigortanın yaptırılması halinde taşımaya devam edilir ve ayrıca ilgili makamlarca durum Bakanlığa bildirilir.
68’inci maddeye göre de yetki belgesi sahipleri, taşıt belgelerinde kayıtlı taşıtlarına ait "Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası" ile “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” poliçelerini bitim tarihlerinden önce yaptırarak, onbeş gün içinde poliçelerinin aslını Bakanlığa vermek zorundadır.
Taşımacı, Yönetmelik hükümleri uyarınca “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmamışsa, yolcular bir kazaya uğradıklarında, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü ve yardımcılarının “bir kusurları bulunmasa bile” kaza tarihinde Koltuk Sigortaları için belirlenen limitler üzerinden tazminat ödemek zorundadır. Kuşkusuz, Koltuk Sigortası güvence kapsamında olan sürücü ve yardımcıları da, Koltuk Sigortası yaptırmayan taşımacıdan aynı biçimde tazminat isteme hakkına sahiptirler.
b) 11.06.2009 gün 27255 sayılı RG.’de yayınlanan yeni Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin (öncekinden farksız, yalnızca anlatım düzeni değiştirilmiş) sigorta ile ilgili hükümleri ise şöyledir:
Yeni Yönetmeliğin “Yapılması zorunlu sigortalar” başlıklı 48.maddesinde: ”Bu Yönetmelik kapsamındaki yolcu taşımalarında, Kanunun 18 inci maddesinde tanımlanan Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırılması zorunlu olan sigortalardır” denilmiş;
“Sigorta yaptırma zorunluluğu” başlıklı 47.maddesinde (önceki Yönetmeliğin 63.maddesinde yer alan derli toplu anlatımın bir bölümü başka bir maddeye aktarılarak) “Yolcu taşımalarında, yetki belgesi sahipleri, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Yönetmeliğin 42’nci maddesinin beşinci fıkrasından doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” denilmiş;
Önceki Yönetmeliğin 63’üncü maddesindeki açıklamanın kaydırıldığı 42.maddenin 5.bendinde “Yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere taşıtın kalkış noktasından varış noktasına kadar olan seyahati süresince meydana gelebilecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yer almıştır.
“Sigortasız taşıma yapılamayacağı” başlıklı 49.madde şöyledir:
(1) Taşıt belgelerinde kayıtlı özmal ve sözleşmeli tüm taşıtları için Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırmayan yetki belgesi sahipleri yolcu taşımacılığı yapamaz.
(2) Birinci fıkrada belirtilen sigortaları olmayan taşıtların terminallerden çıkışlarına ve trafiğe katılmalarına yetkili görevliler tarafından izin verilmez.
(3) Denetimler sırasında birinci fıkrada belirtilen sigortaların yapılmadığı ortaya çıkarsa, taşımanın başlamış olması halinde, taşımanın devamına ilgili denetim elemanlarınca en yakın yerleşim noktasına kadar izin verilir, bu yerleşim noktasında gerekli sigortanın yaptırılması halinde taşımaya devam edilir.”
“Sigorta poliçesinin aslının verilmesi zorunluluğu” başlıklı 50.maddeye göre de:
“Yetki belgesi sahipleri, taşıt belgelerinde kayıtlı taşıtlarına ait Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası poliçelerini, geçerlilik süreleri sona ermeden önce yaptırarak, yeni düzenlenen poliçelerin aslını süresi sona eren poliçelerin bitim tarihinden itibaren onbeş gün içinde Bakanlığa vermek zorundadırlar.”
c) İki Yönetmelik arasındaki fark ve arada geçen sürede uygulama değişiklikleri İki yönetmelik arasındaki “zorunlu sigortalar” yönünden en önemli fark, 25.02.2004 günlü ilk Yönetmelikte “il sınırları içinde yapılan yolcu taşımaları, 100 kilometreye kadar olan şehirlerarası yolcu taşımaları ile belediye sınırları ile mücavir alanı içindeki şehiriçi yolcu taşımaları” bu Yönetmeliğin kapsamı dışında bırakılıp, bunlar için Bakanlıkça yeni bir Yönetmelik çıkarılıncaya kadar Valililikler yetkilendirilmiş ve belediyelere görev yüklenmiş iken, 11.06.2009 günlü Yeni Yönetmelikte önceki hüküm kaldırılarak “il sınırları içinde yapılan yolcu taşımaları, 100 kilometreye kadar olan şehirlerarası yolcu taşımaları ile belediye sınırları ile mücavir alanı içindeki şehiriçi yolcu taşımaları” uygulama kapsamına alınıp, dolayısıyla bunlar için de “Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırılması zorunul hale getirilmiştir. Söz konusu taşımaları yapan taşımacıların almaları gereken yetki belgeleri, önceki yönetmelikte (Y) tipi olarak adlandırılmış iken, yeni yönetmelikte bu belgelerin adı (D-4) olmuştur.
İki yönetmelik arasında geçen sürede bir takım genelgeler yayınlanarak boşluk doldurulmaya çalışılmıştır. Bunlar: 16.08.2004 gün 13835-30606 sayılı Yönerge, 29.12.2006 gün 275-32000 sayılı 2007/KUGM-20/Yolcu, gene 29.12.2006 gün 275-32002 sayılı 2007/KUGM-22/Yolcu genelgeleri ile en son yayınlanan 11.01.2008 gün 230-393 sayılı 2008/KUGM-10/Yolcu genelgesidir. İlk üçünde “il sınırları içinde yapılan yolcu taşımaları, 100 kilometreye kadar olan şehirlerarası yolcu taşımaları ile belediye sınırları ile mücavir alanı içindeki şehiriçi yolcu taşımaları” için neler yapılması gerektiği açıklanmış ise de, uygulamaya geçilmesi ancak 11.01.2008 günlü son genelge ile gerçekleşebilmiş ve bu son genelge ile uygulama başlangıcı 01,03.2008 tarihi olmuştur.
Bu arada 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.06.2007 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte, Yasa’nın 13. ve 14.maddeleriyle önceki Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı’nın yerini kapsamı daha geniş olan Güvence Hesabı almış; tüm zorunlu sigortalarla birlikte yolcu taşımaya ilişkin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası da (Trafik Sigortasında olduğu gibi) sağlam güvencelere kavuşmuştur.
IV-ZORUNLU KOLTUK SİGORTASININ ÖZELLİKLERİ
1- Sigorta türleri arasındaki yeri
a) Sigorta ettirilen çıkarlar (sağladığı yararlar) yönünden “mal sigortası-can sigortası” ayrımında Zorunlu Koltuk Sigortası bir "can sigortası” türüdür. Can sigortalarıyla insan yaşamı güvence altına alınmak istenir.
b) Zorunlu Koltuk Sigortası, ölüm ve yaralanmalar yönünden bir “can sigortası” iken, tedavi giderleri yönünden “mal sigortası” özellikleri taşımakta ve buna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
c) Can sigortaları arasında yer alan “bireysel kaza sigortası”, kişinin kendi istenci dışında ani ve dışsal bir olay ya da kaza nedeniyle ölmesi yada sakat kalması durumlarını güvence altına alır. Zorunlu Koltuk Sigortası da bir bireysel kaza sigortası olarak yolcuların ve görevlilerin yolculuk boyunca otobüs içinde veya dışında başlarına gelebilecek her türlü kazalara karşı onların canlarını güvence altına almaktadır.
d) Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası - tutar (meblâğ) sigortası” ayrımında Zorunlu Koltuk Sigortası bir “tutar (meblâğ) sigortası”dır. Zarar sigortasında sigortacının ödeyeceği tutar, “sigorta değeri” ya da “sigorta poliçesinde yazılı tutar” olmayıp, sigortalının ya da üçüncü kişinin uğradığı “zararın tutarı”dır. Meblâğ sigortasında ise, sigortacı, sigorta ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblâğı), başka bir deyişle, sigorta poliçesinde yazılı olan “sigorta bedelini” eksiksiz ve tam ödemek zorundadır.
e) Sigorta ilişkisinin kurulması yönünden “zorunlu sigorta - isteğe bağlı sigorta” ayrımında Zorunlu Koltuk Sigortası, yasa ve yönetmelikler gereği devletin yetkili organları tarafından yapılması “zorunlu” görülen sigortalardandır. Zorunlu sigortalar, bir sigorta türü olmamakla birlikte, kamu yararı ve üçüncü kişilerin korunması yönünden zorunlu kılınmışlardır. Sorumluluk sigortalarının zorunlu hale getirilmesindeki amaç, tehlike saçan işletme ve araçlar nedeniyle zarara uğrayan üçüncü kişilerin korunmasıdır.
2- Başlıca özellikleri
a) Zorunlu Koltuk Sigortası, doğrudan sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcıları) yararına oluşturulan bir “kişisel kaza sigortası”dır.
b) Taşımacı, sürücü ve yardımcıları kusursuz olsalar bile, sigortacı ödeme yapmak zorundadır.
c) Bir zarar sigortası değil, bir tutar (meblâğ) sigortası olduğu için, somut zarar ne olursa olsun, bir zarar hesabı yapılmaksızın poliçede yazılı tutar haksahiplerine ödenir.
d) Mala gelen zararları değil, cana gelen zararları gidermeye yönelik bir “can sigortası” olduğu için, malvarlığında eksilme ve kazanç kaybı olup olmadığı, ölümlerde yakınların destekten yoksun kalıp kalmadıkları araştırılmaz. Zarar gören kişiler hangi yaşta olurlarsa olsunlar, çalışıp çalışmadıklarına, kazanç elde edip etmediklerine bakılmaksızın, ölümlerde poliçede yazılı tutarın tamamı ve beden gücü kayıplarında sakatlık derecesinin karşılığı ödenir.
e) Yolcunun ölümü nedeniyle ödenecek sigorta bedeli, bir “meblâğ sigortası” niteliğinde olduğundan, poliçedeki meblâğın tamamı miras payları oranında mirasçılara eksiksiz ödenir. Mirasçı olmayan “destekten yoksun kalanlar” Koltuk Sigortasından yararlanamazlar. Bir destek tazminatı olmadığı içindir ki, tazminat hesabına gerek yoktur.
f)Mirasçılar arasında ayrıca destekten yoksun kalanlar varsa, Koltuk Sigortasından paylarına düşen miktarın dışında ve bundan ayrı olarak, destekten yoksun kalma zararları için, öteki sorumluluk sigortalarına başvurabilirler veya taşımacıya karşı dava açabilirler.
Haksahiplerinin Koltuk Sigortası’ndan aldıkları sigorta bedeli hiçbir zaman ve hiçbir biçimde destekten yoksun kalma tazminatından indirilmez.
g) Sürekli sakatlık halinde Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarındaki sakatlık derecelerine göre değerlendirme yapılır. Öncelikle uzlaşma önerilir. Uyuşmazlık halinde hakem-bilirkişiye başvurulması gerekir. (HMUK.m.287 ve Genel Şartlar m.18/2) Kuşkusuz anlaşmazlığın son çözüm yeri mahkemeler olacaktır.
h) Yolculuğun başlangıcından bitimine kadar yalnız yolculuk ve hareket sırasında değil, mola ve duraklamalar dahil, otobüs dışında da uğranılan her türlü zararlar sigorta güvencesi kapsamındadır.
i) Zarar gören veya ölmüşse haksahipleri, Koltuk Sigortasından aldıkları tazminattan ayrı olarak, üçüncü kişilerden veya onların sorumluluk sigortalarından ayrıca tazminat alabilirler. Bu durumda Koltuk Sigortasından yapılan ödemeler tazminattan indirilmez.
j) Koltuk Sigortası bir can sigortası türü olduğundan, ölüm veya yaralanma nedeniyle sigorta bedelini ödeyen sigortacının, zarardan sorumlu olanlara dönme (rücu) hakkı yoktur. Şu kadar ki, ölüm ve yaralanma bir can sigortası olmasına karşılık, yalnızca tedavi giderleri mal (tazminat) sigortası kapsamında olduğundan, tedavi giderlerini ödeyen sigortacının kazaya karışan üçüncü kişilere dönme (rücu) hakkı vardır
3- Öteki zorunlu sigortalarla karşılaştırma
Taşımacıların yaptırmak zorunda oldukları Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası (kısaca Koltuk Sigortası) ile Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk ve Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortaları (kısaca Sorumluluk Sigortaları) arasındaki farklar şöyledir:
a) Koltuk Sigortası, doğrudan sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına oluşturulan bir kaza sigortası iken,
Sorumluluk Sigortaları sigorta ettiren (taşımacı, işleten) yararına ve onların hukuki sorumluluklarını sigortacının üzerine almasına yönelik birer sorumluluk sigortası türüdür.
b) Koltuk sigortasında, yalnız trafik kazaları için değil, yolculuk süresi içerisinde mola ve duraklamalar dahil “her türlü kazalara karşı” yolculara ve taşıma görevlilerine güvence sağlanmış iken,
Sorumluluk sigortalarından Trafik Sigortasında yalnızca trafik kazalarından zarar gören üçüncü kişiler korunmuştur. Taşıma Sigortasında, Koltuk Sigortasında olduğu gibi “her türlü kazalara karşı” güvence sağlanmış ise de, bundan yararlanabilecek olanlar yalnız “yolcular” olup, personele bu hak tanınmamıştır.
c) Koltuk Sigortasında taşımacının, sürücünün ve yardımcıların bir kusurları bulunmasa bile, sigorta poliçesindeki güvence tutarı zarar görenlere ödenir.
Buna karşılık, sorumluluk sigortalarında sürücü kusursuz ise, sigorta tazminatı ödenmez.
d) Zorunlu Koltuk Sigortasında zarar gören yolcular ve görevliler (yaşı, mesleği, kazancı ne olursa olsun) bir zarara uğramışlarsa bir “kişisel kaza” ve “can” sigortası olarak bu sigorta türünden yararlanabilmekte iken,
Sorumluluk sigortalarında, zarar gören kişilerin sigortadan tazminat alabilmeleri için, malvarlıklarında bir azalma olması, kazanç kaybına uğramış bulunmaları veya herhangi bir şekilde yardımdan ve destekten yoksun kalmaları gerekmektedir. Çünkü bunlar birer “mal” sigortası türüdür.
e) Sorumluluk Sigortaları birer “zarar sigortası” iken, Koltuk Sigortası bir “meblâğ sigortası”dır.
Meblâğ sigortasında, sigorta ettirilen kişilerin (yolcuların ve görevlilerin) zarara uğramaları durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutar (meblâğ) sigorta ettirilen kişilere ödenir. Başka bir deyişle, Koltuk Sigortasını yapan sigortacının ödeyeceği tutar, sigorta poliçesinde yazılı “sigorta bedeli”dir.
Zarar sigortalarında ise, sigortacının ödeyeceği tutar, sigorta poliçesinde yazılı tutar (sigorta bedeli) değil, sigortalıların veya üçüncü kişilerin uğradıkları “zarar tutarı”dır.
f) Koltuk Sigortasında, yolcu veya görevli ölmüşse, bir tutar “meblâğ sigortası” olarak sigorta bedelinin tamamı, herhangi bir indirim söz konusu olmaksızın eksiksiz haksahiplerine (mirasçılara) miras payları oranında ödenir. Bir hesaplama (destek tazminatı hesabı) yapılmaz ve mirasçı olmayan destekten yoksun kalanlar Koltuk Sigortasından yararlanamazlar.
Buna karşılık, sorumluluk sigortalarından tazminat alabilmek için, destekten yoksun kalındığı ve maddi zarara uğranıldığı kanıtlanmalıdır. Ayrıca sorumluluk sigortaları birer “meblâğ sigortası” değil “zarar sigortası” oldukları için, destekten yoksun kaldıklarını kanıtlayanlar, sigorta bedelinin tamamını değil, yalnızca hesaplanan zarar tutarını alabilirler. Bunun için de bir “destekten yoksun kalma” hesabı yapılması gerekir. Mirasçıların ayrıca destekten yoksunlukları söz konusu değilse, bunlar sorumluluk sigortalarından tazminat alamazlar.
g) Koltuk Sigortasından yararlanan yolcu veya görevli, kazanın oluşunda kusuru bulunan üçüncü kişilere ve sorumluluk sigortalarını yapan sigortacılara karşı dava açarlarsa, bu davada hesaplanacak tazminat tutarlarından, Koltuk Sigortasından yapılan ödemeler indirilmez. Başka bir deyişle, yolcular veya görevliler yaralanmışlarsa kendileri, ölmüşlerse haksahipleri Koltuk Sigortasından yapılan ödemelerden ayrı olarak, zarar sorumlusu üçüncü kişilerden veya onların zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalarından ayrıca tazminat alabilirler. Zaten ölüm halinde Koltuk Sigortasından tazminat alabilecek kişilerin yalnızca mirasçılar oluşu, diğer destekten yoksun kalanların Koltuk Sigortasından yararlanma haklarının bulunmaması bunu göstermektedir. Kısaca söylemek gerekirse, Koltuk Sigortasından yapılan ödemeler (tedavi giderleri dışında), üçüncü kişilere karşı açılan davalarda tazminattan indirilmez.
Buna karşılık sorumluluk sigortalarından alınan paralar, açılan bir davada indirim nedenidir. Çünkü, sorumluluk sigortalarında, sigortacı, sigorta ettirenlerin (taşımacının, işletenin) hukuki sorumluluklarını üzerine almıştır. Bu nedenle, sigorta poliçesindeki üst sınıra kadar yapılan ödemeler, sigorta ettirenlerin adına ve hesabına yapıldığından,açılan bir davada hesaplanan tazminat tutarından indirilir.
V- KOLTUK SİGORTASINDA GÜVENCENİN KAPSAMI
1- Yer ve zaman yönünden
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17.maddesinde ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 42.maddesi 5.fıkrasında (önceki Yönetmeliğin 63.maddesinde): “Yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek seyahat süresi içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” denilmesine ve bu iki yasal düzenlemeye koşut olarak Zorunlu Koltuk Sigortası Genel Şartları’nın A.1 maddesinde de “Bu sigorta, yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımacılığı kapsamında seyahat eden yolcuları, sürücüleri ve yardımcılarını, taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içinde, duraklamalar da dahil olmak üzere, maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı aşağıdaki şartlar çerçevesinde teminat altına alır” açıklaması yapılmış bulunmasına göre, Zorunlu Koltuk Sigortası’nın yer ve zaman bakımından güvence kapsamını, “taşımacının yer ve zaman bakımından sorumluluğu”na koşut olarak şöyle bölümlendirebiliriz:
a) Yolcu, biletini alıp terminale girdikten sonra taşımacının sorumluluğu başlayacak olmasına göre, tam bu sırada Koltuk Sigortası’nın güvencesi altına girilmiş olunacaktır.
b) Taşımacının sorumluluğu, yolcunun taşıta bindiği yerden başlayıp, gideceği yerde taşıttan güvenli bir biçimde inmesine kadar süreceğine göre, otobüsün kalkış yerindeki terminalde bekleme sırasında ve varış yerindeki terminalde iniş ve terminalden ayrılış sırasında, terminal dışındaki ara duraklarda, yolcu indirme ve bindirme yerlerinde yolcunun uğrayacağı zararlar sorumluluk kapsamında ve Koltuk Sigortasının güvencesi altında olacaktır.
c) Yolculuk boyunca duraklamalar, uğrak ve mola yerleri de taşımacının sorumluluğu kapsamında olmasına göre, belirtilen yerlerde doğacak zararlar Koltuk Sigortasından karşılanacaktır. Örneğin, yemek yenilen lokantada, yolculuğa ara verildiği dinlenme yerlerinde yolcunun başına gelebilecek her türlü kazalar da Koltuk Sigortası güvence kapsamında olacaktır.
d) Somut örneklerle açıklamak gerekirse, örneğin, yolculuk sırasında dışardan otobüse atılan bir taş sonucu yolcunun yaralanması veya otobüsün herhangi bir yerde durduğu sırada aşağıya inen yolcunun karşıdan gelen bir aracın çarpması sonucu ölmesi veya yaralanması gibi olaylarda hem taşımacı sorumlu olacak ve hem de zarar gören yolcu Koltuk Sigortasından yararlanabilecektir.
2- Zararı doğuran olaylar yönünden
Kaza tanımı: Koltuk Sigortası Genel Şartları A.2 maddesinde sigorta kapsamına giren kaza tanımı şöyle yapılmıştır:
“Bu genel şartlardaki kaza terimi, ani ve harici etkisi tespit edilen doğal afetler de dahil olmak üzere, sigortalının iradesi dışında meydana gelen ve sigortalının bedensel bir sakatlığa maruz kalmasına veya ölmesine sebebiyet veren ani ve harici olayı ifade eder.
Birdenbire ve beklenmeyen bir şekilde ortaya çıkan gazların solunması, yanık ve ani bir hareket neticesinde adale ve sinirlerin incinmesi, burkulması ve kopması da kaza sayılır.”
Genel Şartlar’daki bu tanıma göre Koltuk Sigortası kapsamına giren kazaları ve zararı doğuran olayları şöyle sıralayabiliriz:
a) Otobüsün herhangi bir şekilde tek yönlü, ikili veya çok yönlü trafik kazasına karışması sonucu, yolcunun veya görevlinin ölmesi, yaralanması (sürekli veya geçici beden gücü kaybına uğraması) durumları (en başta) sigorta güvencesi altındadır.
b) Birdenbire ve beklenmeyen bir şekilde ortaya çıkan gazların solunması, yanık ve ani bir hareket neticesinde adale ve sinirlerin incinmesi, burkulması ve kopması da kaza sayıldığına göre, bunlar da Koltuk Sigortası güvencesi kapsamındadır.
c) Otobüs dışında, terminallerde veya yolculuk sırasında yemek ve başka gereksinimler için durulan lokanta ve benzin istasyonu gibi yerlerde, yolcunun yiyip içtiği şeylerden zehirlenmesi, hastalanması, (kimi görüşlere göre) tesisteki tuvaletten yararlanmak isterken herhangi bir biçimde bedensel zarara uğraması, yılan ve böcek sokması, köpek ısırması gibi durumlar “kaza” sayılmak ve Koltuk Sigortası kapsamında olmak gerekir.
Belirtilen bu durumlardan “yılan ve böcek sokması, köpek ısırması gibi” olaylar da önceki Genel Şartlarda yer almış iken, her nedense, 12 Nisan 2005 tarihli son düzenlemeye konulmamıştır. Genel Şartlardaki bu eksiklik, yolculuğun başlangıcından bitimine kadar her türlü kazaların taşımacının sorumluluğu kapsamında olduğuna ilişkin 4925 sayılı Yasa 17/1.maddesi hükmü karşısında bir önem taşımayıp, gene aynı Yasa’nın 20.maddesindeki “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller hak sahiplerine karşı ileri sürülemez” hükmüne göre, yolculuğa ara verilen mola ve duraklama yerlerinde yenilen yemekten zehirlenmeler, yılan ve haşarat sokması, köpek ısırması sonucu ölüm ve bedensel zararlar da Koltuk Sigortası kapsamında olmak gerekir.
d) Terörist saldırılar, patlayıcı madde taşıyan yolcunun verdiği zararlar, yolculuk sırasında soygun gibi olaylar da Koltuk Sigortası kapsamında karşılanması gereken zararlardan olmak gerekir. Çünkü, taşımacı yolculuk için güvenli yolları seçmek, olası tehlikelere karşı önlem almak, görevlileri her türlü saldırı ve soyguna karşı eğitmek, Yönetmelik hükümlerine göre yolcunun eşyasını denetimden geçirmek zorundadır.
e)Genel Şartlar A.2 maddesindeki “kaza” tanımı içinde yer alan “doğal afetler” de, ani ve dışsal etkileri saptanmışsa, Koltuk Sigortası güvence kapsamında olup, bunu bir parça açıklamak gerekir.
Doğal afetlerin bir bölümü (yıldırım düşmesi, deprem, çok şiddetli kasırga gibi) “mücbir sebep” kavramı içinde yer alan, kaçınılması ve önlenmesi olanaksız olaylardır. Buna karşılık çoğu doğa olayları, örneğin, şiddetli kış koşulları, kar, tipi, aşırı soğuk, buzlanma, yoğun sis, bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, çığ düşmesi umulmayan hallerden olup, mücbir sebep (önlenemez doğa olayları) değildir. Çünkü, taşımacı, yola çıkılmadan önce, iklim ve hava koşullarını, taşıtın geçeceği yollardaki olası tehlikeleri önceden hesaba katıp ona göre önlem almak zorundadır. Bu nedenle de bunlardan kaynaklanan zararlar Koltuk Sigortası güvencesi altındadır.
Doğal afetler içinde doğrudan “mücbir sebep” kavramına giren olaylar, taşımacıyı sorumluluktan kurtarmakta ise de (4925 sayılı Yasa m.18/2 ve 2918 sayılı Yasa m. 86/1), zarar, doğrudan mücbir sebebin bir sonucu değilse ve zararın doğuşuna başka etkenler neden olmuşsa, o zaman zarar görenler Koltuk Sigortasından yararlanabileceklerdir. Örneğin, depremin Koltuk Sigortası güvencesi dışında kalabilmesi için, zararın doğrudan deprem nedeniyle oluşması gerekir. Ancak, depremin yanı sıra, zararı doğuran başka etkenler varsa, bunlar Koltuk Sigortası kapsamındadır. Yargıtay’ın bir kararında, depremden yıkılan köprüye otobüsün çarpması ve arkadan gelen bir başka otobüsün de öndeki otobüse çarpması üzerine meydana gelen ölümlü olayda, zararın doğrudan depremden kaynaklanmaması nedeniyle, zarar görenlerin Koltuk Sigortasından yararlanma hakları bulunduğu sonucuna varılmıştır.
f) Genel Şartlar A.2 maddesi 2.fıkra (a) bendinde “her türlü hastalık hali” kaza sayılmamış ise de, burada bir ayrıma gidilmeli ve “(b) bendinde olduğu gibi “Sigortanın kapsamına giren bir kaza sonucunda meydana gelmediği takdirde” ön açıklaması yapılmalıydı. Çünkü, tehlikeli bir yolculuk ve trafik kazası, yolcunun ölümüne veya yaralanmasına neden olmasa bile, bir hastalığın ortaya çıkmasına veya önceden var olan bir hastalığı tetiklemesine neden olabilir. Örneğin, kazanın etkisiyle kalp krizi geçiren yolcunun ölmesi ya da şeker hastası yolcunun komaya girmesi, gebe kadının heyecandan çocuğunu düşürmesi olaylarında, kaza ile zarar arasındaki nedensellik bağı taşımacının sorumluluğunu gerektirmekte, dolayısıyla bu tür olaylar Koltuk Sigortasından yararlanmayı zorunlu kılmaktadır.
3-Sigortalanan kişiler yönünden
A) Yolcular
a) Genel bir tanımlamayla, ücret ödeyerek taşıta binen kişi “yolcu”dur. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 6.maddesinde “Yolcu taşımaları biletsiz ve taşıma sözleşmesiz yapılamaz” denilmiş ise de, bilet, taşıma sözleşmesinin biçim koşulu olmayıp, yalnızca hak aramada önemli bir kanıttır. Bugün genellikle şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımaları ile tren, uçak ve gemi yolculukları biletle yapılmaktadır. Bilette gidilecek yerin, hareket gün ve saatinin, sefere konulan taşıtın ve taşıt içinde yolcunun oturacağı koltuk numarasının, yolcunun ad ve soyadının yazılı olması gerekir. Bütün bunlar anlaşmazlıkların giderilmesinde büyük kolaylık sağlar. 4925 sayılı Karayolları Taşıma Kanunu’nun “tanımlar” başlıklı 3.maddesinde “Yolcu bileti, yolcunun taşınması yükümlülüğünü içeren, yönetmelikte öngörülen şekil ve şartları taşıyan ve yolcuya verilmesi zorunlu belge” olarak tanımlanmıştır.
Şu açıklamalara göre, kaza geçirip bedensel zarara uğrayan yolcu veya ölmüşse mirasçıları, Zorunlu Koltuk Sigortasını yapan sigortacıya başvurduklarında, bilet, onlara hak aramada ve “yolcu” sıfatını kanıtlamada büyük kolaylık sağlayacaktır. Ancak, yolcuya bilet verilmemişse veya bilet kaybolmuşsa, ölen veya bedensel zarara uğrayan kişinin kaza sırasında otobüste “yolcu” olarak bulunduğu her biçimde kanıtlanabilir, özellikle tanık dinletilebilir. Şöyle de diyebiliriz: Kaza sırasında koltukta kim oturuyorsa, o kişi “yolcu” sıfatını taşır. Onun yolcu olmadığını, otobüse ücret ödemeden bindiğini, Koltuk Sigortasından yararlanma hakkı bulunmadığını kanıtlamak sigortacıya düşer.
b) Bazı sigortacıların, “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası”ndan yararlanacak “yolcular” konusunda yanılgıya düştükleri; yasal düzenleme gereği taşımacıların yaptırmak “zorunda oldukları” bu sigorta türünün adında geçen “ferdi kaza” deyimine bakarak, bunu, isteğe bağlı özel bir kaza sigortası olan “Ferdi Kaza Sigortası” ile karıştırdıkları görülmektedir. Bu yanılgı sonucu, Ferdi Kaza Sigortası’na uygulanan Türk Ticaret Kanunu’nun 1321/2.maddesi’nin, Zorunlu Koltuk Sigortası’na da uygulanacağını sanmaktadırlar. Söz konusu maddeye göre “küçüklerin, kısıtlıların ve ayırtım gücünden yoksun olanların ölümünü şart koyarak sigorta edilmeleri geçersiz ve yok hükmündedir.” Maddenin konuluş amacı, sigortanın bu tür kişilere bakmakla yükümlü olanlar tarafından yaptırılması halinde, küçüklerin ve kısıtlıların ölümünden bu kişilerin çıkar sağlamalarını önlemektir.
Zorunlu Koltuk Sigortası’nda ise böyle bir çıkar ilişkisi yoktur. Daha açık bir deyişle, Koltuk Sigortası’nda, sigorta ettiren (taşımacı) ile sigorta edilenler arasında bir çıkar ilişkisi olmadığı gibi, rizikonun oluşmasında sigortadan yararlanacak kişilerin bir etkisi de söz konusu değildir. Sonuç olarak, Zorunlu Koltuk Sigortası’nda Türk Ticaret Kanunu’nun 1321.maddesinin 2. fıkrasının uygulama yeri yoktur. Bunun sonucu olarak yolculuk sırasında kaza geçirip bedensel zarara uğrayan küçükler, kısıtlılar ve ayırtım gücünden yoksun olanlar ve bunlar ölmüşlerse haksahipleri (mirasçıları) Koltuk Sigortası’ndan yararlanma hakkına sahiptirler.
Bu konudaki duraksamaları gidermek için olsa gerek, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 34.maddesi gereği yürürlüğe konulan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde şu açıklamalara yer verilmiştir:
Yönetmeliğin 57.maddesi 10.bendinde (önceki Yönetmelik 48.madde h) bendinde) “6 yaşın altında olan çocuklar yolcu bileti düzenlenmeksizin kucakta seyahat edebilirler. Bunlar için ayrı koltuk talep edilmesi halinde, bilet ücreti geçerli ücret tarifesi üzerinden % 30 indirimli düzenlenir. ” denilmiştir.
Yönetmeliğin 57.maddesi 10.bendinde (önceki Yönetmelik 48.madde (ı) bendinde) de: “6 yaş ve üzeri tüm yolcuların ayrı koltukta seyahat etmesi zorunlu olup, altı ile 12 yaş arası çocuklar ile yaş şartı aranmaksızın en az (Değişik ibare:RG-21/8/2009-27326) % 40 oranında özürlü olduğunu belgeleyen kişiler için bilet ücreti geçerli ücret tarifesi üzerinden % 30 indirimli düzenlenir” denilmiştir.
Karayolu Taşıma Yönetmeliği’ndeki bu hükümlerle, artık, duraksamaya ve yanılgıya yer kalmamıştır. Buna göre, küçükler, kısıtlılar ve ayırtım gücünden yoksun olanlar ve bunlar ölmüşlerse haksahipleri (mirasçıları) Koltuk Sigortası’ndan yararlanacaklardır.
Yargıtay’ın bu konudaki bir kararında şu açıklamalar yapılmıştır:
Özet: Küçük ve kısıtlı yolcular da Koltuk Sigortasından yararlanırlar. Bu sigorta türünde TTK 1321/2.maddesinin uygulanma yeri yoktur.
Davacı vekili, müvekkillerinin ortak çocuğu olan Caner’in davalı sigorta şirketi nezdinde Otobüs Zorunlu Koltuk Kaza Sigorta poliçesiyle sigortalı otobüste yolcu iken meydana gelen kazada öldüğünü ileri sürerek, sigorta tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacıların murisi olan Caner’in kaza tarihinde küçük olması nedeniyle TTK’nun 1321.maddesi uyarınca poliçenin geçersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Uyuşmazlık, Otobüs Zorunlu Koltuk Kaza Sigortası poliçesi ile sigortalı araçta yolculuk yapan küçüğün ölümü halinde, bu sigortanın TTK’nun 1321/2 nci maddesi hükmü uyarınca geçerli olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Bu tür sigortanın teminat kapsamını belirleyen Genel Şartlar 1.maddesinde “İşbu sigorta, şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşıyan ve poliçede kayıtlı otobüste seyahat eden yolcuları, sürücüleri ve yardımcılarını, taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içinde,maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı temin eder” hükmüne yer verilmiş olup, bu tür sigortada sigorta ettiren, otobüsün işleteni veya taşımacı firmadır. TTK’nun 1321/2 maddesindeki geçerlilik halinin konuluş amacı ise, riziko şahsı korumak, diğer bir deyişle küçükler, kısıtlılar ve özellikle ayırtım gücünden yoksun olanlar hakkında, sigortanın bu tür kişilere bakmakla yükümlü olanlar tarafından yaptırılması halinde, küçüklerin ve kısıtlıların ölümünden bu kişilerin yararlandırılmasını önlemek ve bu konuda çıkacak çelişkileri gidermeye yöneliktir. Yukarda değinildiği gibi, Zorunlu Koltuk Sigortasında, sigorta ettiren ile riziko şahsı arasında bu tür menfaat ilişkisi olmadığı gibi, rizikonun oluşmasında sigortadan menfaati bulunan kişilerin bir etkisinin bulunması da mümkün bulunmadığına göre, bu tür sigortada TTK’nun 1321/2 maddesi hükmünün uygulanması mümkün olmadığından ve dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.”
(11.HD.30.10.2003 gün ve 8714-10119 sayılı kararı)
B) Yolcu sayılanlar
Ücret ödemeden taşıta binen bazı kişiler de “yolcu” sayılırlar ve Koltuk Sigortasından yararlanma hakkını elde ederler. Bunlar, kucaktaki çocuklar ile yolculuk sırasında taşıta binen ve ücretini elden görevlilere ödeyen yolcular ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 48/e maddesine göre, ücretsiz biletle taşıta alınan bir yolcu ve görevli olmayan en fazla iki personeldir.
a) Kucakta taşınan çocuklar
Yolcu sayılmak için “ücret” ödemiş olmak koşul ise de, anne ve babaları veya yakınlarıyla yolculuk eden, bilet alınmayan ve ayrı koltuk verilmeyen çok küçük çocuklar da “yolcu”dur; bunlara gelebilecek zararlardan taşımacı sorumlu olur. Bunların da Koltuk Sigortası’ndan yararlanma hakları vardır.
Bu konudaki duraksamaları gidermek için, yukarda açıklandığı üzere, önceki Yönetmelikte 19.11.2006 tarihinde yapılan değişiklikle Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 48.maddesine (h) bendi eklenmiş ve bu bentte “6 yaşın altında olan çocuklar yolcu bileti düzenlenmeksizin kucakta seyahat edebilirler” denilmiş; 11.06.2009 tarhinde yürürlüğe giren yeni Karayolu Taşıma Yönetmelği’nin 57.maddesi 10.bendinde bu hüküm yinelenmiştir.
Yargıtay görüşleri de, öteden beri, kucakta taşınan ve ücret ödenmeyen küçük çocukların “yolcu” sayılacakları yönündedir. Bu konuda bir Yargıtay kararında: “Belli yaştan küçük çocuklardan taşıma ücreti alınmaması, arada taşıma sözleşmesi bulunmadığının nedeni olamayacağına göre, olaya taşıma sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir” denilmiştir.
Burada bir konuya açıklık getirmek gerekmektedir: Aynı koltukta anne ve kucaktaki çocuğu yolculuk yapmaktalar iken, her ikisi birden ölmüşlerse, haksahipleri (mirasçıları) Koltuk Sigortası’ndan iki ayrı sigorta bedeli alamayacaklar, tek ödeme yapılacaktır. Ölüm söz konusu olmayıp, her ikisi de yaralanmışlarsa, poliçedeki sınır aşılmamak koşuluyla hem annenin ve hem de çocuğun bedensel zararlarının karşılığı Koltuk Sigortası’ndan ödenmek gerekecektir.
b) Hatır için taşınanlar
Hatır taşıması, taşıyanın, yakını olsun olmasın herhangi bir kimseyi taşıtına bindirip, ücret almaksızın bir yerden bir yere götürmesidir. Her ne kadar 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87.maddesinde hatır taşımacılığı genel hükümlere tâbi kılınmış ise de, Yargıtay görüşleri ve genel kanı, hatır taşıması da olsa taraflar arasında “yolcu taşıma” ilişkisinin kurulduğu yönündedir.
Bize göre, hatır için taşınıyor da olsa, taşımacı, bilet keserek bir kimseyi taşıtına almışsa, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar onun güvenliğini üzerine almış olacağından, hatır için taşınan “biletli yolcu” da oturduğu “koltuk” nedeniyle sigorta kapsamında olmak ve Koltuk Sigortasından yararlanma hakkı bulunduğu kabul olunmak gerekir.
Öte yandan, taşımacının, sürücünün veya görevlilerden birinin bir yakını (eşi, çocuğu, annesi, babası, kardeşi vb.) bir yere gitmek üzere otobüse binmişse, bunlardan ücret alınmayacağı bir yaşam gerçeğidir. Bu gibi kişileri sigorta kapsamı dışında tutmak yanlış olur. Bunların da, normal yolcular gibi, oturdukları koltuğun sigortalısı sayılmaları gerekir. Böylesi durumlar ilgililer tarafından düşünülmüş olmalı ki, 4925 sayılı Yasa gereği yürürlüğe konulan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin “Yolcu bileti” başlıklı 38.maddesi 8.bedinde (önceki Yönetmelik 48.maddesi (e) bendinde) : “Taşımacılar (yetki belgesi sahipleri), her seferde bir yolcu ile bu seyahatte görevli olmayan en fazla 2 personelini bilet keserek ücretsiz taşıyabilirler” denilmiştir.
c) Kaçak veya biletsiz yolcular
Taşıtlara ücret ödemeden binen “kaçak” yolculardan taşımacı veya sürücü ile yardımcıları ücret almışlarsa bunlar yolcu sıfatını kazanırlar. Ayrıca yolculuk sırasında, sürücünün veya yardımcılarının “elden” ücret alarak, ara duraklardan ve yol üzerinden otobüse bindirdikleri “biletsiz” kişiler de yolcu sıfatını kazanırlar.
Yukarda da belirttiğimiz gibi, yolcu sayılmak için “bilet” koşul olmayıp, yalnızca kanıtlamada kolaylık sağlayan bir araçtır ve taşıma sözleşmesi bir şekle bağlı değildir. Kural olarak kaza sırasında “koltukta oturan kişi” yolcudur. Aksini kanıtlamak karşı tarafa düşer.
Sonuç olarak, kaza sırasında koltukta oturan kişinin, aksi kanıtlanmadıkça, yolcu olarak Koltuk Sigortasından yararlanma hakkı bulunmaktadır.
d) Taşıma sırasında görevli olmayan personelden en fazla iki kişinin sigorta kapsamında olması
Bazı durumlarda taşımacının hizmetinde çalışanlardan biri veya bir kaçı, görevli olmadıkları halde, kendi kişisel gereksinmeleri nedeniyle taşımacıya ait otobüsle yolculuk yapıyor olabilirler. Taşımacının bunlardan ücret alması söz konusu olamaz. Yeni Yönetmelikte böylesi durumlar da düşünülmüş ve görevli olmadıkları halde (taşımacının işlettiği) otobüste “yolcu” olan en fazla iki personelin, öteki yolcularla aynı haklara sahip olacakları kabul olunmuştur.
Bu konuda, 4925 sayılı Yasa’nın 34.maddesi gereği yürürlüğe konulan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin “Yolcu bileti” başlıklı 38.maddesi 8.bedinde (önceki Yönetmelik 48.maddesi (e) bendinde) : “Taşımacı, her seferde bir yolcu ile bu seyahatte görevli olmayan en fazla iki personelini bilet keserek ücretsiz taşıyabilir” denilmiş; böylece bir yolcu ile görevli olmayan iki personelin, hem Koltuk Sigortasından ve hem de Karayolu Taşıma Sigortasından yararlanmaları sağlanmıştır.
C) Sürücüler
a) Yolcu taşımada görevli sürücülerinin nitelikleri:
Yasa ve Yönetmeliklerdeki tanımlara göre, sürücü, karayolunda motorlu bir aracı veya taşıtı sevk ve yöneten eden kişidir. 4925 sayılı Yasa’ya bağlı Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin “Şoförlerde aranacak nitelik ve şartlar” başlıklı 36.maddesine (önceki Yönetmelik 60.maddesine) göre, yolcu taşımacılığında çalışacak taşıt sürücülerinin:
- Taşıtın niteliğine uygun sürücü belgesine sahip olmaları,
- İlgili mevzuatın öngördüğü mesleki yeterlilik belgesine sahip olmaları,
- Büyük otobüs kullananlarının 26 yaşından gün almış olmaları,
- 63 yaşından gün almamış olmaları,
- Bedeni ve psikoteknik açıdan sağlıklı olduklarını gösteren bir sağlık raporunu yetkili sağlık kuruluşlarından her beş yılda bir almaları,
- Tehlikeli madde taşıyan taşıtları kullananlarının, ilgili mevzuatın öngördüğü eğitimi aldığını gösteren belgeye sahip olmaları,
- Uyuşturucu, silah, insan ve gümrük kaçakçılığı ile terör suçlarından dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza almamış olmaları şarttır.
Kaza sırasında, yukardaki nitelikleri taşımayan sürücü nedeniyle, sigortacının taşımacıya karşı rücu hakkı bulunup bulunmadığı ayrı bir bölümde ele alınacaktır.
b) Sürücülerin Koltuk Sigortasından yararlanma koşulları:
Sürücülerin adı, yolcularınki gibi, Koltuk Sigortası poliçesinde yazılı değildir. Kaza sırasında otobüsü kim sevk ve idare ediyorsa, sigortalı sıfatını o alır. Eğer otobüste birden fazla sürücü görevlendirilmişse, poliçede gösterilen sayı çerçevesinde hepsi sigortalı sıfatını taşırlar.
c) Sürücü kusurlu ise Koltuk Sigortasından yararlanabilir mi?
Her ne kadar, “hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ise de, daha önce de belirttiğimiz gibi, Koltuk Sigortası, doğrudan sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcıları) yararına oluşturulan bir “kişisel kaza sigortası”dır. Bu nedenle, sürücü “tam kusurlu” olsa bile, bedensel zarara uğramışsa kendisine ve ölmüşse mirasçılarına Koltuk Sigortasından ödeme yapılması gerekeceği kanısındayız.
Bizi bu düşünceye götüren, Genel Şartlar’ın sigortacının “rücu hakkı”na ilişkin A.7 maddesi (a) bendidir. Buna göre: “Tazminatı gerektiren olay, sigorta ettirenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmişse” sigortacı sigorta ettirene rücu edebilir. Bunun dışında sigortacının sürücünün kusurundan dolayı rücu hakkı yoktur. Şu halde, sürücünün “kasti bir hareketi veya ağır kusuru söz konusu olmadıkça” yüzde yüz kusurlu olsa bile, Koltuk Sigortası’ndan yararlanabilecektir.
Sürücünün “kasti hareketi” saptanabilir bir eylem olarak ortaya çıkabilir ise de, “ağır kusur”un ne olduğu bugüne kadar yeterince tanımlanmış ve unsurları belirlenmiş değildir.
Yargıtay kararlarındaki tanımlamalara göre. “Ağır kusur, özel bir hukuk kavramı olup, kasıt olmamakla birlikte, kasta yakın bir kusurun varlığı anlamına gelir.” Gene Yargıtay kararlarına göre: “Sürücü yüzde yüz kusurlu olmakla birlikte, kastı veya kasta yakın bir kusuru söz konusu değilse, sigortacının dönme (rücu) hakkı doğmaz.”
Açıklanan bu nedenlerle, sürücünün, kastı veya kasıt olarak nitelenebilecek bir kusuru kanıtlanamıyorsa, kazanın oluşunda yüzde yüz kusurlu bulunsa bile, “ağır kusurlu” olduğu ileri sürülerek Koltuk Sigortasından yararlanması engellenemeyecektir.
D) Yardımcı kişiler
Yardımcı kişiler, 2918 sayılı KTK’nun 3.maddesinde “Hizmetli” başlığı altında “araçlarda, sürücü dışında, taşıma hizmetlerinde süreli veya süresiz çalışan kişiler” olarak tanımlanmıştır.
Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 34 (önceki 58.) maddesine göre de, taşımacılar, hizmetleri yürütebilecek yeterli sayı ve nitelikte personel bulundurmakla yükümlü olup, bu yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemeleri durumunda doğacak her türlü zarar ve ziyandan sorumludurlar.
Otobüslerde sürücü dışındaki görevli kişiler genellikle bagaj görevlileri, temizlik görevlileri ile yolculara yiyecek ve içecek sunan hosteslerdir. Bunların sayılarının Koltuk Sigortası poliçesinde belirtilmesi gerekir. Görevliler de, yolcular gibi, otobüsün kalkış noktasından varış noktasına kadar, mola ve duraklamalar dahil, yolculuk süresi içinde uğrayacakları her türlü kazalara karşı Koltuk Sigortası güvencesi altındadırlar. Genel Şartlar A.1 maddesinde bu husus açıkça belirtilmiştir.
Koltuk Sigortası poliçelerinde, sigortalanan kişi sayısı, koltuk sayısının üzerinde ise, “sürücü yardımcıları” kaydı bulunmasa bile, ödenen prim tutarına da bakılarak, zarar gören görevlilerin sigortadan yararlandırılmaları gerekir. Yargıtay’ın bir kararına göre: “Düzenlenen poliçede, sürücü yardımcıları gösterilmemiş olsa bile, bu kişilerin dahi sigortaları yapılmışçasına sigorta primi tahakkuk ettirilerek tahsil edildiği anlaşılabiliyorsa, onların da Koltuk Sigortasından yararlanmaları gerekir.”
VI-KOLTUK SİGORTASI YAPTIRMAK ZORUNDA OLAN TAŞIMACILAR
1- Yasal düzenleme
Karayolu Taşıma Yönetmeliği 47. (önceki 64.) maddesine göre, yetki belgesi sahipleri, yolcuya gelebilecek bedenî zararlar için bu Yönetmeliğin 42.maddesi 5.fıkrasından (önceki 63’üncü maddesinden) doğan sorumluluklarını karşılamak üzere, 4925 sayılı Yasa’nın 18’inci maddesinde tanımlanan "Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası"nın yanı sıra “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmak zorundadırlar.
Poliçede kayıtlı taşımacının, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’na ve buna bağlı Yönetmelik hükümlerine göre verilen “taşımacı yetki belgesi”ne sahip olması, yolcu taşımacılığının, zorunlu durumlar dışında, Yasa ve Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapılması ve taşımanın yapıldığı aracın poliçede kayıtlı olması zorunludur.
Yönetmelikte, Koltuk Sigortası yaptırmak zorunda olan yolcu taşımacıları için “yetki belgesi sahipleri” denilmesine karşın, Genel Şartlar A.1 maddesinde yalnızca “şehirlerarası ve uluslararası” yolcu taşımacılarından söz edilmesi yanlış ve Yönetmeliğe aykırıdır. Çünkü, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve buna bağlı Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önceki adıyla “Zorunlu Otobüs Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” olan ve yalnızca “şehirlerarası ve uluslararası” yolcu taşımalarını güvenceye alan bu sigorta türünün kapsamı genişletilmiş ve adından “otobüs” sözcüğü çıkarılarak, 25.02.2004 tarihinde yürürlüğe konulan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 63-68 maddelerinde bu yönetmeliğin yerini alan 11.06.2009 tarihli Yönetmeliğin 47-50 maddelerinde “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” adını almıştır.
Yeni düzenlemede, artık, Zorunlu Koltuk Sigortası’nın uygulama alanı ve kapsamı “şehirlerarası ve uluslararası” yolcu taşımacılığı ve bu taşımacılıkta kullanılan “otobüsler” ile sınırlı değildir. Aşağıda açıklanacak Yasa ve Yönetmelik hükümleri uyarınca, Ulaştırma Bakanlığı genelgeleriyle, yer ve taşıtlar yönünden kapsam genişletilmiş ve son 11.06.2009 tarihli Yönetmelikle kent içi ve 100 kilometreye kadar şehirlerarası yolcu taşımaları da Zorunlu Koltuk Sigortası güvencesi altına alınmış; ayrıca, 1618 sayılı Seyahat Acentaları Yasası’nın 13.01.2007 gün 5571 sayılı Yasa ile değişik 12.maddesi b/2 bendinde “geziye katılanların her türlü kazalardan doğan zararlarını ve tedavi masraflarını karşılamak üzere” sigorta yaptırma zorunluluğu getirilmiş; Yasa’ya bağlı Yönetmeliğin 38.maddesi (g) bendinde gezi düze